2024 yılının ilk 9 ayında 1076 kadın, şiddete karşı koruyucu tedbirlerin alınması için Diyarbakır Barosu’ndan hukuki destek talep etti. Avukat Şirvan Yakut, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmesinin kadına karşı şiddeti artırdığını söyledi.
JİNNEWS’in yayınladığı 2024 Ocak-Eylül raporuna göre; 9 aylık süreçte Türkiye’de 273 kadın katledildi, 148 kadın ise şüpheli şekilde öldü. Kadınların büyük çoğunluğu ya evli oldukları erkekler ya da tanıdıkları tarafından katledildi.
Kadın hakları savunucuları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vazgeçtiği ve kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi’nin olarak bilinen 6284 Sayılı Kanun’un uygulanmamasının kadın katliamındaki artışın nedeni olarak değerlendiriyor.
‘ŞİDDET ARTARAK DEVAM EDİYOR’
Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (DEKAHDER) üyesi avukat Şirvan Yakut, devletin cezasızlık politikasının her dönemde uygulandığını, ancak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ardından bu şiddet sarmalının artarak devam ettiğini söyledi.
Kadına yönelik artan şiddetin Diyarbakır Barosu Adli Yardım Bürosu’na yapılan başvuru sayısında da görüldüğünü belirten Yakut, kadınların hukuki yardım bürosuna 6284 Sayılı Yasa kapsamında başvuru dilekçesi için yapılan başvuru sayısının 2023 yılında bin 337 iken 2014 yılının ilk 9 ayında, bin 76 olduğunu aktardı.
‘DEVLET ÖNLEYİCİ POLİTİKALAR GELİŞTİRMİYOR’
Yakut, devletin kadın cinayetlerinde failleri koruma ve cezasız bırakmaya dönük bir tutum sergilediğini belirterek devletin kadınları değil failleri koruduğunu vurguladı. Her gün kadınların katledildiğinin altını çizen Yakut, şu ifadeleri kullandı:
“Maalesef ki açıklanan veriler sadece kadın örgütleri tarafından tutulan sayısal veriler olduğunu biliyoruz. Devlet bu katliamlara yönelik ne bir veri yayınlamakta ne de bu katliamların önüne geçmek için bir çalışma başlatmış durumda.
Açıklanan verilerde katledilen kadınların evli olduğu ya da aile üyeleri tarafından katledildiği gerçeğidir. Bu katliamların çoğu ateşli silahla yapılmış ve bir başka nokta ise yaşanan diğer kadın katliamlarının şüpheli bir şekilde işlenmiş olmasıdır. Kadın katliamları var, ancak bu katliamlara karşı devlet önleyici hiçbir politika geliştirmiyor.
Yargı tarafından faillere caydırıcı cezaların verilmemesi ya da tutukluysa serbest bırakılması ile cezasızlık politikası nihayete erdiriliyor. Bu durumda hem faillerin birbirinden güç alması ve şiddetin çoğalmasına zemin hazırlıyor.”
‘AYLIK 550 DİLEKÇE MAHKEMEYE GÖNDERİLİYOR’
Kadınlara dair verilerin sadece kadın kurumları tarafından tutulduğunu hatırlatan Yakut, Diyarbakır Barosu’nun da 6284 sayılı kanun kapsamında kadınların başvurduğunu aktararak, şunları söyledi:
“Burada ortalama olarak günde 15-20 başvurunun olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayı farklılık gösterebiliyor. Özellikle pazartesi günleri bu sayı 40’ı bulabiliyor. Aynı durum adliye içerisinde de devam ediyor. 6284 Sayılı Kanun nihayeti gereği, kararı veren mercii aile mahkemesi hakimi, dolayısıyla alınan kararlar ve dilekçeler hala aile mahkemesine hitaben yazılıyor.
Bu doğrultuda ortalama bir ay içerisinde 500-550 kadın 6284 kapsamında koruyucu ve kapsayıcı kanun talebi başvuru dilekçesi mahkemeye gönderiliyor. Bunların ne kadarının kabul ve ret yediğini bilemeyiz.
Büyük çoğunluğunun işin aciliyeti gereği ve niteliği gereği özellikle önleyici tedbirlerde delil aranmaksızın, çabuk nihayete erdirildiğini söyleyebiliriz. Verilen sayılar sadece Amed merkez için olan sayılar, ilçelerde durum nedir ne kadar başvuru oluyor ve kabul edilebilirliği nedir bilmiyoruz.”
‘MÜCADELEYE DEVAM’
Kadınların tüm bu saldırılara karşı mücadele ettiğini de sözlerine ekleyen Yakut, “En temelde bunun bir devlet desteği ile üstesinden gelinebilecek bir şey olduğunu bilmeliyiz. Yani devlet kadınları, kadını korumaya yönelik kanunları bir ilke haline getirmeli ve bunu korumaya yönelik tekliflerde bulunmalı kazanımları ortada kaldırmaya dönük değil. Kadınlar mücadeleden asla vazgeçmeyecek ama bunun herkes tarafından istenmesi ve devlet tarafından bir politika haline getirilmesi gerekiyor. Kadınların mücadelesi ile birçok kazanım elde edildi. O yüzden de biz kadınların iktidara karşı mücadelesi her zaman devam edecek” diye konuştu. (MA)