İSİG Meclisi, yayınladığı çocuk iş cinayetleri raporunda çocuk işçiliğinin kitleselleştiğini ortaya koydu. Son 12 yılın en çok çocuk işçi ölümü 2024’te meydana geldi.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Çocuk İş Cinayetleri Raporu’nu yayınladı.
İSİG Meclisi’nin yerel ve ulusal basından, çocuk işçilerin ailelerinden ve mesai arkadaşlarından edinilen bilgilere dayanarak hazırladığı rapora göre, 2013 – 2024 yılları arasında en az 742 çocuk iş kazaları sırasında çalışırken hayatını kaybetti.
“Çocuk işçiliği teşvik ediliyor”
Türkiye’de çocuk işçi sayısının bilinmediğini, çocuk işçi ölümlerinin kaydının tutulmadığını vurgulayan İSİG Meclisi, “çocuk işçiliği devlet eliyle teşvik edilen ve kitleselleştirilen bir duruma getirildi. 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesinin önemli bir yönünü de bu politika oluşturmaktadır ve sermayenin uluslararası politikasıyla paralel bir eğilimin ifadesidir” dedi.
İSİG Meclisi, “Erdoğan’ın açıklamaları, güvencesiz emek havuzunun en önemli bileşeni olan çocuk işçiliğinin önemine vurgu yapmaktadır. Ucuz -hatta MESEM ile bedava- ve örgütsüz bir işçi kitlesi, sermaye için vazgeçilmezdir” dedi.
Raporun MESEM boyutu
2013 ile 2024 arasındaki çocuk işçi ölümlerinin çetelesini tutan rapora göre, 2024 yılında en az 71 çocuk işçi hayatını kaybetti. Bu sayı, son 12 yıldaki en yüksek çocuk işçi ölümü sayısı.
Raporda İSİG Meclisi, MESEM uygulamasının yeni bir çocuk işçi kitlesi yarattığına dikkat çekti, devletin bu uygulamayla birlikte çocuk işçilerini metal, tekstil, kimya fabrikalarında veya inşaatlarda çalışmak için bedava emek olarak yönlendirdiğini vurguladı.
Çocuk işçi ölümünün nedenleri
Raporda iş kollarına göre ölümlere bakıldığında 402 çocuk tarım/orman iş kolunda 88 çocuk inşaat/yol, 53 çocuk metal, 51 çocuk konaklama, 26 çocuk ise gıda iş kolunda çalıştırılırken öldü. Çocuk işçi ölümlerinin yaş gruplandırılmasına bakıldığında ise 0-14 yaş aralığında 256, 15-17 yaş aralığında ise 486 çocuk ölümü raporda yer aldı.
İSİG Meclisi çocuk işçi ölümlerinde her ne kadar hala tarım sektörü ilk sırada yer alsa da sanayi ve inşaatlarda ölen çocuk işçi sayısının giderek arttığına değindi. çocuk işçi ölümlerinin kentlere kaydığına vurgu yaptı.
Raporda, çocuk işçi ölümlerinin yüzde 27’si trafik / servis kazası, yüzde 17’si boğulma, zehirlenme, yüzde 14’ü ise ezilme, göçük kazaları sonrası yaşandı.
İSİG Meclisi, trafik kazalarının çocuk işçi ölümlerinin ağırlıklı sebebi olmasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
Çünkü mevsimlik tarım işçisi olan çocuklar tıka basa dolu minibüslerde, traktör kasalarında veya açık kasa kamyonetlerin yaptıkları kazalarda yollara savrulmaktalar. Buna bir de son dönemde artan moto kurye çocukların ölümlerini de eklememiz gerekir.
En çok ölüm Urfa ve İstanbul’da
İSİG Meclisi, kırsal yoksulluğun devam etmesine rağmen çocuk işçi ölümlerinin kentlere kaydığını ve kitleselleştiğini vurguladı. Rapora göre çocuk işçi ölümlerinin en yaygın olduğu iki il Urfa ve İstanbul.
“Her sokakta tanıdık bir çocuk işçi var”
Çocuk işçiliğinin devlet politikalarıyla ve “yetişecek eleman” argümanlarıyla meşrulaştırılmaya çalışıldığını vurgulayan İSİG Meclisi çocuk işçiliğinin kitleselleşmesine karşı uyarı yaptı:
Tarım işçisi çocuklar tamamen sosyal hayattan dışlandığı ve yerleşim merkezleri dışında hem yaşadıkları hem çalıştıkları alanda çevrelendiklerinden ötürü ölümleri devlet ve sermaye tarafından “görünmez” kılınıyordu. Oysa çocuk işçiler artık her yerde: Kentlerin merkezinde, AVM’lerde, sokakta, şantiyelerde, sanayide ve Organize Sanayi Bölgelerinde…
Her ailede veya sülalede bir çocuk çalışıyor, her sokakta tanıdık bir çalışan çocuk var. Üretimden gelen bu gerçeklik çocuk işçiliğini “görünür” kılıyor. Ancak çocuk işçilik; eğitim, öğrenim, yetişecek eleman argümanlarıyla meşrulaştırılmaya çalışılıyor ve ölümler maskeleniyor.
Kaynak BIA