DEM Parti, “Kürtçe eğitimin önündeki engelin DEM Parti olduğunu” ileri süren Bakan Tekin’e yanıt verdi: “85 milyonluk bir ülkenin Eğitim Bakanı’nın gerçekleri bu denli çarpıtması utanç vericidir.”
DEM Parti Dil, Kültür ve Sanat Komisyonu, AKP’nin Batman Merkez İlçe Kongresi’nde seçmeli Kürtçe derslerin ve Kürtçe kursların öğrencisiz kalmasının nedeninin DEM Parti olduğunu iddia eden Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e, yazılı açıklamayla yanıt verdi. Açıklamada, “Eğitim hakikatin çarpıtılması değil, öğretilmesi ve özümsetilmesidir. 85 milyonluk bir ülkenin Eğitim Bakanı’nın gerçekleri bu denli çarpıtması eğitim ve ülke için utanç vericidir. Çürümenin kaynağı tam da bu noktada aranmalıdır” ifadesi kullanıldı.
BAKAN TEKİN NE DEMİŞTİ?
Bakan Yusuf Tekin, “AK Parti iktidarı döneminde okullarda seçmeli Kürtçe dersi koyduk. Özel Kürtçe kurslarının açılmasının önünü açtık, özel okullarda seçmeli Kürtçe dersinin önünü açtık. DEM’li milletvekilleri diyor ki ‘Açtınız, ama seçilmiyor’. Niye diyor, ‘Devlet baskı yapıyor seçmeyin’ diye. Kürtçe kurslarının, Kürtçe seçmeli derslerinin açılmasına engel olan bir tane yapı var demek ki… O da kendileri. Engel oluyorlar, bu derslerin açılmasına müsaade etmiyorlar. Açtığımız özel öğretim kursları, öğrencisizlikten kapanmak üzere. Sebep bunlar. Mesele Kürtlerin hükümete ve Sayın Cumhurbaşkanımıza sempati duymasını engellemek. Başka bir kaygıları, başka bir çabaları yok.” demişti.
DEM PARTİ’DEN YANIT: “ENGELLERİ KALDIRIN, ÖĞRENCİLERİ BİZ BULACAĞIZ”
DEM Parti’nin Yusuf Tekin’e yanıtı ise şöyle:
“Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, partisinin Batman Merkez İlçe kongresinde yaptığı konuşmada, DEM Partililerin Kürtçe kurslarını ve Kürtçe seçmeli dersinin açılmasını engellediğini ve yine özel öğretim kurslarının DEM Partililerin engellemesi yüzünden öğrencisizlikten kapandığını iddia etmiştir. Bakanın bu açıklamalarını, gerçeklikten kopuk, kendini aklama ve suçluluğun inkarı etme girişimidir. Belli ki iktidar her olayda olduğu gibi sebebi olduğu tüm sorunları inkar ederek, suçlamada bulunarak yeni hesaplar yapmaya çalışmaktadır. Oysa ki gerçek gizlenmeyecek kadar açık, yaşanılanlar çarpıtılmayacak kadar ortadadır.
Bakan bunları söylerken iktidarın Kürtçeyi mecliste bilinmeyen dil olarak ilan ettiği, belediyelerin Kürtçe ‘Pêşî Peya’ (Önce Yaya) yazılamalarının silinmesi için onlarca valiliğe genelgeler gönderildiği, atanan kayyımların ilk iş olarak Kürtçe tabelaları indirdiği, Kürtçe web sayfaları ile sosyal medya hesaplarını, Kürtçe kreşleri kapattığı, Kürtçe konserleri yasakladığı gerçeğinden haberi yok mudur? 2016 yılında halkın kendi imkanları ile açtığı tek Kürtçe özel okul olan Ferzad Kemanger iktidarın idari kararı ile kapatılmadı mı? 24 Eylül 2024’te Kürtçe kurslar veren Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk ile Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi’nin basılarak onlarca kişi Kürtçe dersler verdikleri iddia edilerek gözaltına alınmadı mı? Kürt sanatçıların konserlerinin yasaklanmasının üzerinden daha bir hafta bile geçmedi.
DEM Parti ve siyasi geleneği, kurulduğu günden bu yana başta Kürt dili olmak üzere Türkiye’deki halkların okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar anadilinde eğitim alması ve anadillerin kamusal alanlarda özgürce kullanılabilmesi için mücadele etmiştir. Milyonlarca nüfusa sahip bir halkın anadili talebinin bizim mücadelemiz sonucu kazanılmış olan seçmeli dersler ile karşılanamayacağı tarafımızca defaten dile getirilmiştir. Kürt halkının yüzyıllık mücadelesi sonucu elde ettiği kazanımları AKP-MHP iktidarı halkımıza bir lütuf gibi sunmakta ancak diğer taraftan da Kürde ve Kürtçeye dair her çalışmayı terörize etmeye çalışarak engellemektedir. İktidar bu ikiyüzlü politikanın üzerinden prim elde etmeye çalışarak, Kürtçe seçmeli derslere atanması beklenen binlerce öğretmenin atamasını yapmayarak kendini zaten ifşa etmektedir. Haftada 2 saat gibi komik bir zaman ayırdıkları Kürtçe seçmeli dersleri bile velilere ve öğrencilere seçtirmemek için okul müdürleri eliyle türlü oyunlar oynayan bu iktidar, Kürtçenin önündeki en büyük engeldir. Amed’e gidip 2 kelime Kürtçe konuşup Kürtlerden oy koparmaya çalışması, Ankara’ya döndükten sonra Kürtçeyi bilinmeyen bir dil olarak tanımlaması bu iktidarın ikiyüzlü siyasetinin en büyük kanıtıdır ve iktidarın bu karakterini halkımız çok yakından tanımaktadır.
Eğitim hakikatin çarpıtılması değil, öğretilmesi ve özümsetilmesidir. 85 milyonluk bir ülkenin Eğitim Bakanının gerçekleri bu denli çarpıtması eğitim ve ülke için utanç vericidir. Çürümenin kaynağı tam da bu noktada aranmalıdır. Partimiz, bir halkın dilini onun varlık gerekçesi olarak görmekte ve öyle tanımlamaktadır. Partimiz, asimilasyon sürecine alınan Kürt halkının diline en ufak katkıda bulunan her türlü girişime destek olmuş, bunu ısrarla vurgulamıştır.
Sayın Bakana diyeceğimiz şu ki: Kürtçe anadilinde eğitimin önünde duran tüm engelleri kaldırın, dil kurslarını, okulları, kreşleri açın, kampanyalar yürüterek öğrencileri biz bulacağız. DEM Parti olarak anadilinde eğitim hakkından asla geri adım atmayacağız.” (Evrensel)