Ekolojik köprü, diğer adıyla “yaban hayatı geçidi”, en kısa tanımıyla; hayvanların, insanların yapmış olduğu yol, vb. yerlerden, karşıdan karşıya güvenli bir şekilde geçebilmesini sağlayan yapılardır. Öyle ki, bu geçitlerin, sadece “geyik, kurt, tavşan” gibi hayvanlar için yapıldığını düşünecek olursak hata yapmış oluruz. Bu geçitler, insanlar tarafından yaşam alanı işgal edilen “tüm hayvanlar için” özel bir şekilde tasarlanıp yapılabilmektedir. Buna uygun bir örnek verecek olursak: Christmas Adası’nda göç eden kızıl yengeçler için göç yollarının üzerine bir “yaban hayatı üst geçidi” inşa edilmiş ve üstelik kolayca tırmanabilsinler diye de onlara uygun bir zemin tercih edilmiştir.
Fakat bu köprülerin veya geçitlerin, hayvanların sadece yoldan karşıdan karşıya “güvenli” bir şekilde geçebilsinler diye yapıldığını düşünmemeliyiz. Durum bundan çok daha karmaşık ve önemlidir.
Habitat Parçalanması
İnsanların yapmış olduğu yol vb. yapılardan dolayı, “habitat parçalanması” gibi epey olumsuz bir sonuç ile karşı karşıya kalırız. Şimdi, habitat parçalanmasının ne olduğunu ve nelere yol açtığını incelemeye koyulalım.
Öncelikle, her canlı türünün yaşayabileceği minimum bir habitat (yaşam alanı) büyüklüğü vardır. Eğer bir karayolu, bir habitatın içerisinden geçirilirse doğal olarak habitat parçalanmış olacak ve eski büyüklüğüne kıyasla şimdi iki küçük parçaya ayrılmış olacaktır. Bundan dolayı; eğer herhangi bir tür dahilinde, habitat büyüklüğü bahsettiğimiz bu minimum değerin altında kalırsa, karşımıza; av-avcı dinamiğinin bozulması, eş bulmada oluşan zorluklardan dolayı tür içinde genetik kirlenme ortaya çıkması, yeterli miktarlarda besin maddesine ulaşamama ve habitat içerisindeki canlı çeşitliliğinin (biyoçeşitlilik) azalması ile yine en nihayetinde doğal dengelerin bozulması gibi istenmeyen sonuçlarla karşılaşırız.
Bunların da yanı sıra, bir de karşımıza “göç” gerçeği çıkmaktadır. Göç yolları üzerine inşa edilmiş karayolları, göç etmekte olan hayvanları, hem alışılagelmiş, öğrenilmiş yollarından saptırmakta, kat etmeleri gereken yolu oldukça uzatmakta ve en sonunda hayvanları risk almaya itip karayollarını kullanmak zorunda bırakmaktadır. Dolayısıyla, bu durum da hayvanlar adına epey olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Anlayacağımız, oluşan bu olumsuz sonuçları, eski hâline döndürüp “tamamen iyileştirmek” hiç de kolay değildir. Fakat en azından, zararın neresinden dönersek kârdır yaklaşımına sahip olunup yaban hayatı geçitleri inşa edersek, bu kötü durumların üstesinden kısmen de olsa gelebiliriz. Yazının devamında ise yaban hayatı geçitlerinin buna nasıl çözüm ürettiğine odaklanalım.
Oluşan Zararlar ve Yaban Hayatı Geçitlerinin Getirdiği Faydalar
Bu oluşan olumsuz sonuçların yarattığı zararlara odaklanacak olursak: ABD’de tutulan istatistiklere göre, “her yıl sadece büyük cüsseli hayvanlarla” (özellikle, geyiklerle) yaklaşık olarak 1 milyondan fazla çarpışma meydana gelmektedir! Tahmin edeceğimiz üzere, bu kazaların çok çok büyük çoğunluğunda ise asıl zararı gören ve hayatını kaybeden tarafın hayvanlar olduğunu kolayca söyleyebiliriz. [Bu kazalarda 211 insan yaşamını yitirmiştir; yani istatistiki olarak, kazaların –her kazada 1 kişinin öldüğünü kabul edersek– %0,02’si (“on binde ikisi”) ölümle sonuçlanmıştır.] Öyle ki, bu yüksek değer, yaban hayvanları açısından ülkede büyük tehdit unsuru oluşturmaktadır. ABD, bunun önüne geçebilmek için bolca trafik levhaları koymasına karşın sorunu pek de çözebilmiş değildir. Bu nedenle, nihayetinde çözümü yaban hayatı geçitlerinde bulmuşlardır diyebiliriz.
Tabii, işin içine bir de kaza maliyetleri girmektedir. ABD’de, yılda 1-2 milyon hayvan-araç çarpışmasında (yaklaşık) en az 6 milyar, en çok 12 milyar dolar maddi hasar oluştuğu tahmin edilmektedir! Hesaplanan bu maliyet değerinin içerisinde, hayvanın parasal değeri, araç onarım maliyeti, hastane masrafları, çekici ücretleri gibi, kısaca “her şey” hesaba dahil edilmiştir. Böylelikle ortaya çok ciddi bir sonuç çıkmıştır.
O hâlde, ekolojik köprülerin maddi hasarları azaltma konusunda ne gibi bir etkisi vardır? Tutulan bir istatistiğe göre; Kanada’da, Trans-Canada Otoyolunda 24 adet çeşitli yaban hayatı geçitleri (“ekolojik köprüler, yaban hayatı alt geçitleri gibi”) inşa edilmiştir. 5 yıllık bir süreci kapsar biçimde, 1998-2003 yılları arasında yaban hayatı geçitlerinin yapılmadan öncesi için ve 2005-2010 yılları arasında yaban hayatı geçitlerinin yapıldıktan sonrası için hayvan-araç çarpışmalarının sayısı ve oluşan toplam maddi hasarın ne kadar olduğu hesaplanmıştır. Ortaya çıkan sonuç çok etkileyicidir: Yaban hayatı geçitlerinin yapıldıktan sonrası, yapılmadan öncesine kıyasla (5 yıllık süreler dahilinde) 664.000 dolar tasarruf etmiştir! Bu sonuç da, yapılan yaban hayatı geçitlerinin, toplamda 525.000 dolarlık yapım maliyetini, 5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde karşıladığını ve hatta kazançlı bir konuma bile geçirdiğini göstermiştir!
Ayrıca parasal değer bize, asıl en önemli şeyi gösterebilmektedir: Yaban hayatı geçitleri yapılmadan önce oluşan maddi zararlar, yapıldıktan sonrasına kıyasla (yaklaşık) 7 kat daha fazladır; bu da yaşanan kazaların, ölümlerin ve yaralanmaların (bu oran korunacak olursa) 7 kat fazla olduğunu göstermektedir.
Yani, yaban hayatı geçitleri, en nihayetinde, hem ekolojik olarak büyük faydalar sağlamakla kalmamış; mali açıdan da zorluklar çıkarmasını geçelim, bizi kazançlı bir hale getirmeyi bile başarmıştır.
Evet, ekolojik köprüler, veya diğer bir deyişle yaban hayatı geçitlerinin sağladığı faydalar yadsınamaz bir gerçektir. Ama karşımıza bu kez göz ardı ettiğimiz başka sorunlar da çıkabilmektedir. Bahsettiğimiz gibi; doğal dengelerin bozulması durumunda baş başa kalacağımız sorunların kısmi çözümleri sandığımızdan da zor olacaktır.
2020 yılında yayımlanan bir akademik çalışmaya göre; yapılan yaban hayatı geçitlerinin ne kadar iyi bir işleve sahip olduğu, bu geçitlerin o yol üzerinde kaç tane bulunduğuyla da ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu, şu anlama gelmektedir: Eğer bir yol üzerine sadece bir tane yaban hayatı geçidi inşa edilmiş ise, av-avcı ilişkisi açısından yeterli olmamaktadır. Çünkü, av durumunda olan hayvanın yaban hayatı geçidini kullandığını fark eden avcı hayvan, bu kez avının oradan geçtiğini anlaması nedeniyle pususunu oraya kurmaya başlamıştır. Bunun sonucunda da, av durumunda olan hayvanın, avcının kendisini yaban hayatı geçidinde beklediğini fark etmesiyle birlikte artık o geçidi daha az kullanmaya veya hiç kullanmamaya başlamıştır. Dolayısıyla, karayolu üzerine sadece bir adet değil, birden fazla yaban hayatı geçidinin kurulması, av durumundaki hayvanın, hangi köprüden veya geçitten geçeceğinin olasılıklarını artırmış olacaktır. Böylelikle, bir nebze de olsa av-avcı dinamiğinin korunmasına fayda sağlayacaktır.
Sonuç
Sonuç olarak; ekolojik köprülerin veya diğer bir adıyla yaban hayatı geçitlerinin yapılması sayesinde, bahsettiğimiz bu olumsuz sonuçların üstesinden “kısmen de olsa” gelmeyi başarabiliriz. Bu nedenle; son kısımdaki araştırmada bahsettiğimiz etkenin ne kadar önemli olduğunu bilmemiz gerektiğiyle birlikte, özellikle araç trafiğinin yoğun olduğu bölgelere, en azından, daha doğrusu hiç yoktan, bir tane bile inşa edilecek olması, o alanda yaşayan hayvanlara büyük faydalar dokunmasına neden olacaktır.
Fakat son olarak şunu da belirtelim: Doğadaki dengelerin nasıl işlediğini çok iyi bilmek ve bunun üzerine özenle yoğunlaşıp daha çok araştırma yapmak gerekmektedir; bu da en nihayetinde bilim sayesinde olacaktır.