Küresel Plastik Anlaşması’ görüşmelerinin beşinci turunda görüş ayrılıkları derin. Plastik lobisi ise üretimi azaltmak yerine atık yönetimine odaklanması için bastırıyor
BM Hükümetlerarası Müzakere Komitesi’nin küresel bir plastik anlaşması yapabilmek için başlattığı görüşmelerinin beşinci turu (INC-5), Güney Kore’nin Busan kentinde başladı.
Müzakerelere katılan 175 ülkenin delegeleri bir hafta boyunca dünyanın plastik kirliliği sorununu çözecek yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma yapmaya çalışacak.
Busan’da en tartışmalı konu, şirketlerin ürettiği plastik miktarına sınırlama konulup konulmayacağı olacak. Ancak konuyla ilgili ülkelerin derin görüş ayrılıklarının aşılıp aşılmayacağı hala bir soru işareti.
Son müzakere turu, nisan ayında Kanada‘nın Ottowa kentinde yapılmış ve Suudi Arabistan, Çin gibi petrokimya üreten ülkelerin, plastik kirliliğinin yükünü çeken ülkelerin protestolarına rağmen plastik üretimini hedef alan çabalara sert bir şekilde karşı çıkması nedeniyle plastik üretiminin sınırlandırılması konusunda bir yol haritası belirlenememişti.
Plastiğin çoğu fosil yakıtlardan üretiliyor. Plastik Endüstrisi Derneği’ne göre Suudi Arabistan, geçen yıl ihracatın yaklaşık yüzde 17’sini oluşturan, yaygın bir plastik türü olan birincil polipropilenin dünyanın en büyük ihracatçısı. Derneğin verilerine göre Çin, ABD ve Almanya da 2023 yılında ihracat ve ithalata göre küresel plastik ticaretine öncülük etti.
Bölünmeleri aşma umudu
Plastik anlaşması görüşmelerindeki bölünmeler, BM’nin küresel ısınmayı azaltma çabalarını da sekteye uğratıyor.
INC Başkanı Luis Vayas Valdivieso bu haftaki müzakerelerin bir anlaşma ya da anlaşmaya yol açacak bir metinle sonuçlanacağından emin olduğunu söyledi.
Busan’daki açılış oturumunda konuşan Valdivieso, “Önemli bir müdahale yapılmazsa, 2040 yılına kadar çevreye giren yıllık plastik miktarının 2022’ye kıyasla neredeyse iki katına çıkması bekleniyor. Bu, insanlığın varoluşsal bir meydan okumayla yüzleşmek için ayağa kalkmasıyla ilgili” dedi.
Geçen ağustos ayında ABD anlaşmada plastik üretim kapaklarının da yer almasını destekleyeceğini açıklamıştı. AB ülkeleri, Kenya, Peru ve “Yüksek Hırs Koalisyonu”ndaki ülkeler de başından beri bunu destekliyor.
Ancak Donald Trump‘ın başkan seçilmesi, ülkenin bu pozisyonuyla ilgili soru işaretleri de yaratıyor. Trump, ilk başkanlığı sırasında çok taraflı anlaşmaları ve ABD’nin petrol ve petrokimya üretimini yavaşlatacak veya durduracak her türlü taahhüdü reddetmişti.
BM Çevre Programı İcra Direktörü Inger Andersen, açılışta plastik ürün ve kimyasalların azaltılması ve plastik atıklarla başa çıkmak için bir finansman mekanizması konusunda fikir ayrılığına düşen delegelerden, 2022 BM Çevre Meclisi kararının “yaşam döngüsü yaklaşımıyla plastiklerin sürdürülebilir üretimi ve tüketimi” çağrısı yaptığını hatırlamalarını istedi.
Fiji İklim Bakanı ve Baş İklim ve Plastik Müzakerecisi Sivendra Michael de Fiji gibi bir Pasifik ada ülkesi için, kırılgan ekosistemini ve halk sağlığını korumak adına küresel bir plastik anlaşmasının hayati önem taşıdığını söyledi.
Petrokimya endüstrisi ise uluslararası bir anlaşmayı desteklediğini belirtti; ancak hükümetleri zorunlu plastik üretim sınırları koymaktan kaçınmaya ve geri dönüşüm gibi plastik atığını azaltacak çözümlere odaklanmaya çağırdı.
Kimyasal üreticisi BASF‘ta performans malzemeleri başkanı Martin Jung, “Eğer gerçekten plastik kirliliğini sona erdirmeye vurgu yaparsa, bir anlaşmanın başarılı olduğunu görürüz. Başka hiçbir şeye odaklanılmamalı” dedi.
Daha önceki görüşmelerde, gelişmekte olan ülkelerin anlaşmayı uygulamalarına yardımcı olmak için finansman yolları aranması da ele alınmıştı. Ancak sektör temsilcileri bu önerileri de reddediyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre, küresel plastik üretimi 1950’den bu yana yılda 200 kat artarak yaklaşık 460 milyon tona ulaştı.
INC ise Küresel Plastik Anlaşması taslak sürecini 2022 yılında başlattı.
‘Geri dönüşüm’, sorunu çözmüyor
Küresel çapta hızla artan plastik üretiminin önemli bölümü “geri dönüşüm”e uygun değil. 2015 itibarıyla, şimdiye kadar üretilen tüm plastik atıkların yalnızca yüzde dokuzu geri dönüştürülebilmişti. Bu malzemelerin çok büyük bölümü de sadece bir kez geri dönüştürülmeye uygun.
Bu durum, her yıl yaklaşık 19 milyon ton plastiğin doğal çevreye karışmasına neden oluyor ve bu da dünyanın denizleri, toprakları, insanlar ve yaban hayatı için zararlı, hatta ölümcül oluyor.
Hükümetlerarası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, politika değişikliği yapılmazsa plastik üretiminin 2040 yılına kadar, 2020’ye göre yüzde 70 artarak 739 milyon tona ulaşacağını tahmin ediyor. Bu artış, küresel ısınmayı 1,5 santigrat dereceyle sınırlama hedefi için kalan karbon bütçesinin yaklaşık dörtte birini tüketecek.
INC toplantısında neler konuşulacak?
Önceki dört INC toplantısında toplantısında anlaşmanın içeriği ayrıntılı şekilde ele alındı. Konuşulan önlemlerin en önemlileri; plastik üretiminin aşamalı olarak sonlandırılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi, plastik ürünler için tasarım gerekliliklerinin sağlanması ve plastikten küresel vazgeçişin finanse edilmesi…
Ancak toplantılarda anlaşmazlıklar yaşandı ve giderek uzayan bir taslak anlaşma ortaya çıktı.
Atık yönetiminin iyileştirilmesi, geri dönüşüm ve yeniden kullanılabilir plastiklere olan ihtiyaç gibi bazı konulardaysa fikir birliği oluşmuş durumda.
AB ülkeleri, İsviçre ve Fiji’nin de aralarında bulunduğu 40 ülke ve bölge, ise “sürdürülebilir üretim seviyelerini” savunan Busan Köprüsü adlı bir bildirgeyi imzaladı.
Çevre grupları ve bilim insanları: Bu artık bir varoluş sorunu
Çevre grupları ve yerli liderler plastik kirliliğinin azaltılması için bütünsel bir yaklaşım istiyor.
Zirvede Greenpeace heyetine başkanlık eden Graham Forbes, grubunun plastik üretimini azaltmak, toksik kimyasalları ortadan kaldırmak ve insanları kontrolsüz plastik kullanımından korumak için mantıklı bariyerler koyan bir anlaşmayı destekleyebileceğini söyledi.
Kömür Sahası Adalet Merkezi yöneticisi Sarah Martik, ABD’nin liderlik etmek yerine kenarda beklediğini ve “müzakerelerin tamamı boyunca terazinin kefesine baş parmağını koyduğunu” söyledi. Martik, bunun diğer ülkelerin hırslarını rayından çıkarmamasını umduğunu da ekledi.
INC, görüşmeler sırasında nihai bir anlaşmaya varılmasını umuyor, ancak bir anlaşmaya varılamazsa muhtemelen 2025’te bir toplantı daha yapılacak.
Kaynak YG