Irak’ta 27 yıl sonra ilk nüfus sayımı; Irak, peş peşe gelen rejim değişiklikleri, savaşlar ve işgallerin ardından ilk kez tüm ülkede nüfus sayımına hazırlanıyor. Ancak hakim Arap nüfus dışındaki topluluk ve milliyetler soruların eksikliği dolayısıyla varlıklarının silikleştirilebileceğinden kaygılı.
20-21 Kasım’da Irak’ta 120 bini aşkın sayım görevlisi ülkenin18 vilayetinde kapı kapı dolaşarak, sağlık, eğitim ve ekonomik faaliyetleri de içeren konularda veri toplayacak.
Başbakan Muhammed Şii El Sudani yaptığı açıklamada, “Nüfus sayımı için 20 ve 21 Kasım’da Irak’ın tüm illerinde sokağa çıkma yasağı uygulanaca[ğını]”söyledi
İlke TV’nin haberine göre, nüfus sayımında etnik köken, dil ve soyla ilgili en kritik soruların dışarıda bırakılması özellikle Kürtler ve Asuriler arasında kaygıya yol açıyor. İlke TV’nin, web sayfasında yer verdiği sayımla ilgili hazırlıkları, eksiklikleri, beklentileri ve Bağdat yönetiminin bakış açısıyla Şengal ve İKYB’deki Ezidi, Asuri ve Kürtlerin kaygılarına odaklanan değerlendirmeyi aktarıyoruz.
Kimlik ve ötekileştirilme kaygıları
Temel kaygılardan başında halka sorulacak sorular arasında etnik köken, dil ve soy ile ilgili soru bulunmaması geliyor. Bu eksiklik, birçok azınlık grubun hakim ulustan farklı olan kimliklerinin resmi devlet kayıtlarında tanınmayacağı duygusuna kapılmasına neden oluyor. Ekleştirenler, tarihsel olarak, azınlıkların nüfusunu eksik bildirmek veya gizlemek için kullanılmış olan bu tür nüfus sayımı yordamlarının bir kez daha aynı sonuca yol açabileceğinden korkuyor.
Avustralya’da yaşayan Asuri akademisyen Dr. Michelle Qasrani, nüfus sayımını “aldatıcı” ve “hayal kırıklığı” ifadeleriyle eleştirdi. Asurca konuşan bir ailede yetişen Qasrani, 1987 nüfus sayımı sırasında kendisini Asuri olarak tanımlamasına rağmen etnik kökenini “Arap” olarak belirtmeye zorlandığı kişisel deneyimini anlattı. “Kimliğim benden çalınmış gibi hissettim,” diyerek kültürel mirasının kayıtlardan nasıl silindiğini hatırlattı.
Geçmişte Irak’ın nüfus sayımı verileri, Asuriler ve Ezidiler gibi bileşenleri “Hıristiyanlar” veya “Diğerleri” gibi genel kategoriler altında gruplandırarak bu toplulukların büyüklüğünü ve ihtiyaçlarını doğru bir şekilde değerlendirmeyi zorlaştırmıştı. Eleştirmenlere göre bu yılki nüfus sayımı da aynı riski taşıyor.
Ezidiler tehdit altında
IŞİD’in 2014’teki Şengal saldırısı sonrasında Irak Kürdistan Bölgesi’nin dört bir yanına dağılan Ezidi Kürtlerin özgün yaşam alanlarında, kendi topraklarında sayılamayacak olmasının Ezidi nüfusun topraklarına geri dönüşünde sorun yaratabileceği değerlendiren Kürdistan Bölgesel Yönetimi dışında kalan Kürdistani Bölgeler Genel Kurulu Şengal Ofisi Başkanı Sufyan Yusuf Heme, Ezidi yurttaşların Şengal’e dönmesi için çağrı yaptı.
Sufyan Yusuf Heme, bu nüfus sayımında Ezidi Kürtlerin durumuna yönelik bir tehdit bulunduğunu, yurt dışına giden 140 ile 150 bin civarındaki Ezidi’nin ismini kayıt altına alacak bir mekanizmanın bulunmadığını söyledi.
Sufyan Yusuf Heme, Duhok’taki kamplarda 60 bin Ezidi Kürt göçmen ailenin yaşadığını belirterek, “Sayım sırasında bilgilerinizi doğru verin, gittiğiniz köyün ve bölgelerin adını doğru verin. Nüfus sayımı gününde Şengal’de olmak daha iyi” çağrısında bulundu.
Heme, sayım gününde ev sahiplerinin mülklerinde olması halinde haklarının kaybolmayacağına dikkat çekti.
Tartışmalı bölgelerde nüfus sayımı
Irak’ın Kürt toplumu için nüfus sayımı, Araplar ve Kürtler arasında gerilimin sürdüğü Kerkük ve Şengal bölgeleri de dahil Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde 140. madde kapsamındaki tartışmalı bölgelere dönük etkisi konusunda özellikle endişe yaratıyor. Avustralya, Adelaide’den akademisyen Dr. Sherko Kirmanj, nüfus sayımının bu tartışmalı bölgelerin demografik profilini değiştirebileceği ve gelecekteki siyasi müzakereleri ve toprak taleplerini potansiyel olarak etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Hükümetin 1970 ve 1980’lerde Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerin etnik yapısını değiştirmeyi amaçlayan “Araplaştırma” politikası kapsamında tahmini 600 bin Arap bu bölgelere yerleşti. Kürtler, bu Arap nüfusun nüfus sayımında daimi ikamet edenler olarak sayılması halinde, bu bölgelerdeki siyasal ve toprağa yönelik iddialarının uzun vadede zayıflayabileceğinden kaygılı.
Bununla birlikte geçtiğimiz hafta Rudaw’da yayımlanan bir habere göre, Irak Cumhurbaşkanlığı İletişim Müdürü Hawre Tofik, “Irak Bakanlar Kurulu, bugün gerçekleştirdiği toplantıda, 140. Madde kapsamındaki bölgelerin (Irak ve Kürdistan Bölgesi arasındaki tartışmalı bölgeler) nüfus sayım sonuçlarının geçici olarak açıklanmamasına karar verdi” dedi.
Tofik, “Kurulacak bir özel komisyon aracılığıyla bu bölgelerde yaşayan vatandaşların kayıtları kütüklerinin bulunduğu asıl bölgelerine aktarılacak ve nüfus sayımları orada yapılacak. Ondan sonra söz konusu bölgelerdeki nüfus sayım sonuçları açıklanacak” dedi.
Buna göre bölgeye sonradan yerleştirilen Arapların 1957 sayımlarına dayanan kütük bilgisi esas alınacak.
Kerkük Valisi’nden Kürtlere çağrı
Öte yandan Kerkük’ün Kürt Valisi Rebwar Taha, 16 Ekim 2017 olaylarından sonra bölgeden göç ettirilen Kürtleri Kerkük’e çağırarak sayıma kendi memleketlerinde katılmalarını talep etti.
Yapılan çağrı üzerine çok sayıda Kürt, kitlesel olarak Kerkük’ün yolunu tuttu.
Bağdad’ın amacı “tek Irak altında ulusal birlik”
Iraklı yetkililer nüfus sayımını savunarak etnik köken ve soyla ilgili soruların kasten sorulmadığını söylüyor. Irak’ın Avustralya’daki büyükelçi vekili Ya’rub Al-Anbaki, amacın tüm etnik kökenleri, mezhepleri ve dinleri kapsayan daha geniş “tek Irak” kavramı altında ulusal birliği teşvik etmek olduğunu açıkladı. El Anbaki, nüfus sayımının bireysel kimlikleri silmek için değil, yıllardır süren şiddet ve istikrarsızlık nedeniyle hala sarsılan ülkede mezhepsel gerilimleri körüklemekten kaçınmak için yapıldığında ısrar etti.
Ayrıca toplanan verilerin Irak’ın sağlık, altyapı ve eğitimle ilgili kararları yönlendirmek için doğru nüfus istatistiklerine dayanan ekonomik kalkınma planları için gerekli olacağını öne sürdü.
Tarihsel bağlam: Nüfus sayımı ve mezhepsel gerilimler
On yıllardır süren savaş, mezhepsel şiddet ve IŞİD’in yükselişinin ardından nüfus sayımının zamanlaması, sayımın siyasi amaçlarla kullanılabileceğine dair kuşkuları daha da artırdı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY), nüfus sayımının tartışmalı bölgelerin “Araplaştırılmasını” meşrulaştırmak veya ulusal kayıtlarda Kürt kimliğini bastırmak için kullanılabileceğine ilişkin kaygılarını dile getirdi.
Tarihte Irak’ta nüfus sayımı verileri siyasileştirilmiş ve özellikle etnik gerilim dönemlerinde iktidardaki hükümetin çıkarları doğrultusunda manipüle edilmişti. Önceki nüfus sayımlarında Kürtler gibi azınlık gruplar ya veri dışında bırakılmış ya da Kürtleri yok sayan kategorilere zorlanmıştı.
Kaynak Dış haber