Hatay’ın Samandağ ilçesinde depremden sonra yasadışı bir şekilde kurulan beton santrali sahiplerinin, santrale karşı çıkan doğa savunucularına yönelik tehditlerine karşı, Ferit Diker ve Mevlüd Oruç tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, “güç alan beton santrali ortakları ve kullanışlı aparatları, toplum sağlığı ve çevreye duyarlı vatandaşları tehdit ediyor” denildi.
Hatay’ın Samandağ ilçesinde depremden sonra yasadışı bir şekilde kurulan beton santrali sahiplerinin, santrale karşı çıkan doğa savunucularına yönelik tehditlerine karşı, Ferit Diker ve Mevlüd Oruç tarafından emek ve demokrasi güçlerinin de katılımıyla Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği’nde bir basın açıklaması yapıldı.
“YASADIŞI VE KAÇAK KURULDU, KORSANCA ÇALIŞMAYA BAŞLADI”
6. Şubat ve sonrasında yaşanan depremleri fırsata çeviren iktidar ve iktidarın kolladığı şirketlerin, toplum sağlığına ve doğa tahribatına yol açan kirletici tesislerini deprem bölgesinin ve Hatay’ın her tarafında olduğu gibi Samandağ’da da kurdukları belirtilen açıklamada, “Doğayı ve toplumu kirletici işletmelerden biri de Hatay-Samandağ -Atatürk mahallesi 822 Ada 73 No’lu taşınmaz üzerinde, Gürkal İnş. Tic. Ltd. Şti. ’ne ait beton santralidir. Kanun ve Mevzuatta Gayrisıhhi işletmeler sınıfında yer alan Hazır Beton Santrallerinin kuruluş yerleri ve çalışmaları ile ilgili sınırlamaları, kıstaslar ve yasakları çiğneyerek, kurulmaması gereken yerde, yasadışı ve kaçak kuruldu ve korsanca çalışmaya başladı” denildi.
“TOPLUM SAĞLIĞI VE ÇEVREYE DUYARLI VATANDAŞLAR TEHDİT EDİLİYOR”
Açıklamada söz konusu santralin, betondan daha çok toplum sağlığını ve doğayı kirleten bir hastalık ve kanser santraline dönüştüğü vurgulanarak, “Üç mahallenin ortak sınırında, okula yakın, çevre yoluna yakın, sulak tarım alanında, parka, yeşil alana ve yola tecavüz ederek, on binlerce vatandaşın sağlığını ve doğayı zehirleyecek bir mevkide, toplumun ciğerlerinde ve doğanın kalbinde kurulan beton santrali suçlar silsilesiyle kuruldu ve suçlar silsilesiyle hala faaliyetini sürdürüyor. Söz konusu beton santraline ilişkin ceza, kapatma, mühürleme, faaliyetten men etme uygulamalarını yapması gereken yetkililerin seyirci kalmalarından, görevlerini ihmal veya yetkilerini kirletici tesislerin lehine kullanmalarından güç alan beton santrali ortakları ve kullanışlı aparatları, toplum sağlığı ve çevreye duyarlı vatandaşları tehdit ediyor” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Suç işlemeyi ve yasadışılığı önlemesi gereken yetkililer, doğa savunucularını beton santralinin ortakları ve kullanışlı aparatları ile karşı karşıya bırakıp izlemekle yetiniyor. Ekolojistler Gürkal Beton santralinin ortakları veya kiralık adamları tarafından telefonla tehdit ediliyor, sinkaf, küfür, hakaret ediliyor. Ayrıca Gürkal Beton Şirketi ortaklarının; AK Partiden, Cumhurbaşkanlığından, ÇŞİD Bakanlığı ve İl müdürlüğünden destekli/torpilli olduklarını ve Cumhurbaşkanından dahi imzaları olduğunu, işlerini üst makamlardan çözdükleri gibi ifadelerle kendilerine dokunulmazlık sağlamışlar. Beton Santralimiz zararlı olsaydı Cumhurbaşkanımız imzalar mıydı? Vb ifadeler ancak Muz Cumhuriyetlerinde olabileceğini düşündüğümüz bu ucubelikler maalesef ülkemizde de ifade edilir oldu. Yaptığımız basın açıklamalarında ve Cimer’e yaptığımız başvurularda bu durumu dile getirdik. İşledikleri suçları, toplumu ve doğayı zehirlemelerini dile getiren, kendilerine karşı duran herkes ve her ortamda Cumhurbaşkanlığı makamını tehdit aracı olarak kullanmalarına ilişkin; Beton Santrali ortakları hakkında yetkililer her hangi bir tahkikat, soruşturma vb yapmadılar.
“YETKİLİLER GÖREVLERİNİ YAPMADIĞINDAN DUYARLI VATANDAŞLARIN VE YAPILARIN SORUMLULUĞU ARTMIŞTIR”
Ayrıca tanımadığımız kişiler; iş yerlerimize, mahallemize, sokağımıza ve evlerimize kadar gelip Beton Santraline karşı geldiğimiz için tehdit ediliyoruz. Kirletici Beton Santraline karşı basın açıklamalarına, toplantılara, etkinliklere katılan onlarca kişinin işyerlerine, mahallelerine, sokaklarına, evlerine gidilerek tehdit edildi. Veya bazı doğaseverlerin akrabalarını, arkadaşlarını, komşularını vb göndererek “beton santraline karşı çıkma, açıklamalara, etkinliklere katılma, seni dövecekler, kıracaklar, dikkatli ol, senin iyiliğin için senin yanına geldik vb şeklinde adrese teslim tehdit mesajları gönderiliyor.
Doğa savunucularına verilecek zararların ve çıkacak olumsuz sonuçların sorumlusu failleri izlemekle yetinen ve devlet yetkisini kirletici tesislerin lehine kullananlar olacaktır. Kirletici tesisin ortakları ve kullanışlı maşaları, silahsız ve savunmasız doğa savunucularını tehdit ediyor. Yetkililer Seyrediyor. Ülkemizde topluma ve doğaya karşı suç işlemek serbest oldu. Hatta doğaya ve topluma karşı suç işleyenler paralı ise bazı yetkilileri ve sorumluları arkalarında konsolide edebiliyorlar. Sorumlu ve yetkili olanlar görevlerini yapmadıklarından duyarlı vatandaşların ve yapıların sorumluluğu katlanarak artmıştır.
Yetkilileri, partileri, sendikaları, odaları, dernekleri, kooperatifleri ve benzeri bütün yapıları yaşam ve varlık kaynağımız olan ülkemizin toprağına, suyuna, havasına, ormanına, derelerine, göllerine, denizine, dağına geçim ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz. Tüm bu tehditler sonucunda buna bağlı olarak ben Ferit Diker, Mevlüd Oruç ve yasadışı beton santraline yasal ve meşru yollarla karşı gelen mahallelinin başına gelecek olumsuz her durumdan Hatay Valisi, Hatay il emniyet müdürlüğü, Samandağ ilçe emniyet müdürlüğü ve açıkça tehditte bulunan beton santrali şirketi ortakları Ali Kallaoğulları, ve İsmail Kallaogulları sorumludur.”
Kaynak; PİRHA