- Şırnak’ta doğa katliamı aralıksız devam ederken, son 6 yılda kenteki ormanlık alanın yüzde 8’i yok edildi. Şırnak Ekoloji Platformu Sözcüsü Adnan Şenbayram, rant, talan ve güvenlikçi politikalar uğruna doğanın katledildiğini söyledi.
Ekokırımın yoğun bir şekilde uygulandığı alanlardan biri de Botan bölgesi. Cudi, Besta ve Gabar’da ağaç kesimlerinin yaşandığı bölgelerde maden ocakları ve petrol arama bahanesiyle dağlarda dinamitler patlatılarak doğal alana büyük zarar veriliyor. Sadece Cudi’de on binlerce ağaç korucu ve asker eliyle kesilirken, bir daha yeşermemesi için köklerinden sökülüyor. Beytüşşebap’ta haftalardır ağaç kesimi bu şekilde ilerliyor. Maden ocakları ile delik deşik edilen Cudi Dağı’nın yanı sıra petrol arama faaliyetleriyle yok edilmek istenen Gabar Dağı’nda valilik tarafından alınan “Özel Güvenlik Bölgesi” kararıyla talan çok daha kolay hayata geçiriliyor.
Silopi’de termik santral, Cizre’de kum ocakları da bu talanın gerçekleştiği alanlardan bazıları. Yine petrol aramasının yapıldığı Gabar Dağı’nda asırlık ağaçlar kesiliyor. Dinamitlerle dağın birçok noktası ciddi şekilde tahrip edilirken, 90’larda boşaltılan köylere girişlere ise izin verilmiyor. Böyle olunca köylülerin evleri bağ ve bahçeleri de korucular tarafından talan ediliyor.
Ya siz kesersiniz ya da biz!
Beytüşşebap ve Cudi’de kesilen ağaçlara ilişkin görüştüğümüz bölge sakinleri, valiliğin arazisi olan yurttaşları, “Ağaçları ya siz kesersiniz ya da biz keseriz” diyerek tehdit ettiğini aktardı. Bu dayatmayı kabul etmeyen yurttaşların ağaçları korucular tarafından kesilirken, kamyon ya da tırlara yüklenerek çevre illere götürülüyor. Kentte yürütülen bu talan politikasına karşı Şırnak Barosu’nun yaptığı suç duyuruları ise yanıtsız kalıyor.
Yüzde 8’i yok edildi
Şırnak Ekoloji Platformu Sözcüsü Adnan Şenbayram, “2018 yılından itibaren başta Gabar, Cudi, Besta, şimdilerde ise Beytüşşebap bölgesinde ağaç kesimleri yapılmakta. Bölge orman oranının neredeyse yüzde 8’i yok olmuş durumda. Ağaç kesimleri aralıksız bir şekilde devam etmekte” bilgisini paylaştı. “Ağaç kesimlerini daha önce gençleştirme için yaptıklarını iddia ediyorlardı ama maalesef kesimlerin yerine herhangi bir ağaç ekimi yok” diyen Şenbayram şöyle devam etti: “Aslında bunun gerçek olmadığını biliyoruz, çünkü bölge orman varlığı açısından zaten genç bir bölge. Bu ağaç kesimleri ile birilerine rant alanı açılmakta. Ağaç kesimi yapılan yerlere ağırlıklı olarak kalekol inşa ediliyor. Son iki yılda ise bölgede başta Gabar olmak üzere birçok yerde petrol arama faaliyetleri devam etmekte. Petrol arama faaliyetleri ile birlikte bölgede ağaç kesimleri had safhada artmış durumda. Canlıların yaşam alanları da bu aramalar ile birlikte tehlike altında.”
Termik santral sağlığı etkiliyor
Kentteki talanın ilk olarak maden ocakları ve termik santrallerle başladığını hatırlatan Şenbayram, “Şırnak’ta ağaç kesimleri ve doğa tahribatları şehrin tüm kesimlerinde yaşanmakta. Önceki yıllarda gündeme çok yoğun bir şekilde gelen Silopi ilçemizde bulunan termik santral ilk olarak sayacağımız doğa tahribatının başında gelmekte. Bu termik santral ile birlikte ciddi sağlık problemleri yaşanıyor, bölgede bulunan tarım arazileri verimsiz hale getiriliyor. Silopi ile birlikte bölgeyi de etkiliyor” dedi.
Nerdüş Deresi’nden kömür akıyor
Şırnak merkez ve Uludere’ye kadar uzanan bir sahada ise kömür madeni çıkarıldığını belirten Şenbayram, “Kömür madeni ile birlikte bölgede bulunan orman varlığı neredeyse bitirilmiş durumda. Kar hırsıyla çıkarılan kömür madeninden kaynaklı bölgede bulunan su kaynaklarından artık kömür akıyor. Nerdüş Deresi artık kömür akmakta ve civarda su kaynaklarının bazıları kurumuş durumda” diye konuştu.
Bu talanın aynı zamanda bölgede ciddi sağlık problemleri, canlı türlerinin yok olması ve tarım çeşitliliğinin azalmasına yol açtığını kaydeden Şenbayram şöyle devam etti: “Kömür madeni için belli aralıklarla dinamit patlatma işleminin yapılması ise şehre yakın olmasından kaynaklı bir tehdit oluşturmakta. Kömür madeni ise sermayedarlara peşkeş çekilmiş bulunmakta. Rant ve talan politikaları ile bölge köstebek yuvasına döndü. Güvenlik gerekçesiyle bölgede yapılan barajlar doğal su kaynaklarının yok olmasına ve bölge ikliminin değişmesine sebebiyet veriyor. Şırnak-Uludere arasında yapılan barajlar tarım veya su ihtiyacını karşılamak için yapılmıyor.”
Aparat haline dönüştürüldü
Şırnak’taki ekolojik kırım ile göçün de dayatıldığını kaydeden Şenbayram, “Bölge, kadim geçmişi olan, doğal güzellikleri ile zengin bir yer. Hem bölge üzerinden rant alanı oluşturmak hem de siyaseten kazanamadığı yerleri ekonomik çıkarlar üzerinden kendisine bağımlı hale getirmek de bir diğer amaçlardan olabilir. Şırnak’ta yaşanan bu doğa katliamı rant, talan ve güvenlikçi politikalar uğruna yapılmakta. Ama yıllardır gördüğümüz ve şahit olduğumuz şey ise Şırnak’ın göz göre göre doğası katledilen bir aparat haline dönüştürüldüğüdür” ifadelerini kullandı.
Ortak tepki büyütülmeli
Acil bir şekilde ağaç kesimlerinin durdurulması, bölgede yeni ağaçların ekilmesi ve kömür, petrol arama faaliyetlerinin sona erdirilmesi çağrısında bulunan Adnan Şenbayram, bu kırım karşısındaki sessizliğe de son verilmesini istedi. “Şırnak Barosu Çevre ve Kent Komisyonu gerekli başvuruları yaptılar. Yetkililerin bu tepkilere yönelik kamuoyunu tatmin edecek herhangi bir açıklaması veya geri dönüşü olmadı. Doğa talanlarına ilişkin mecliste sorumlu bakanlıklara da onlarca araştırma ve soru önergesi verilmesine rağmen çoğu cevapsız bırakılmıştır” diyen Şenbayram, hem Türkiye hem de Kurdistan’da ortak tepkinin büyütülmesi gerektiğini, yeterli tepki olduğu an talanın da azalacağını kaydetti.
Kaynak: MEDİNE MAMEDOĞLU